Türkiye, seçim öncesi süreci yoğun yaşıyor. Atmosfer kızıştı, hükümet ve muhalefet birbirinin çelişkilerini anında seçmene yansıtma yarışında. Hükümet devlet gücüyle seçime hazırlanırken, muhalefet hükümetin güçlü olduğu yerlerde itirazlarını yükseltiyor. Hükümete göre muhalefeti dış güçlerle işbirliği içinde; muhalefete göre hükümet ülkeyi kamplaştırıyor… Karşılıklı görüşler ve hamleler gündemde. Seçmen bu pencerelerden bakıyor sürece. 

Biz bu hafta başka pencerelere dikkat çekeceğiz. Birbirini devrime politikasını izleyen iktidar ve muhalefetin üç alanda aynı politikalara sahip oldukları gerçeği gündem konumuz...

Bunlarda ilki ulus devlete karşı, özerklik ve federasyonda yana olan, Anayasa’dan Türklüğü çıkarmak isteyen, ana dilde eğitim ısrarında devam eden, Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı olmada birleşen  HÜDA-PAR ve HDP ile yapılan ittifaklardır. Siyasi menfaat uğruna AKP ve Altılı Masa bu iki partiye milli çıkarlarımıza aykırı olarak taviz vermektedir. Seçime onların pencerelerinde birbirine diklenerek bakıyorlar…

İkinci ortaklık ise  ABD ve kontrolündeki NATO’ya yaklaşma ve ortak bakış açısıdır. Gerek İktidar gerek Muhalefet 14 Mayıs’ta sandıktan galip çıkmak için ABD ve NATO’nun ülke bağımsızlığına aykırı politikalarını karşı ortak sessizliği tercih tercih etmede, gerçekler seçmeden saklanıyor.  Biden hükümeti Erdoğan’ı indirmek için açıkça Altılı Masa’yı desteklediğini beyan etse de Tayyip Erdoğan son dönemlerde ABD ve NATO’ya yeşil ışık yakıyor, Altılı Masa’nın lideri Kılıçdaroğlu ise iktidar olmak için ABD’den medet umuyor. Tek mesele ABD ve NATO’nun desteğini alarak seçimi kazanmak. Tarihe bu yönde not düşülmüştür: İktidar ve Muhalefetin derdi milli çıkarlar değil, her şeye rağmen iktidar olma hırsıdır.

ABD VE NATO’nun politika ve uygulamalarından bir grubu sırlarsak konu çok daha net anlaşılacaktır. 

ABD , jeopolitik çıkarlar gereği NATO’nun genişlemesini arzulamaktadır. Bu sebeple PKK destekçisi Finlandiya AKP ve Altılı Masa’nın ortak onayı ile NATO ülkesidir artık. Türkiye’yi kuşatmak adına Yunanistan’da dokuz ayrı bölgede askeri üs kuran, Güney Kıbrıs’a silah ambargosu kaldırılmasında öncü olan, Fırat’ın doğusunda PKK-PYD ile İsrail ile ‘İkinci İsrail’ kurma yolunda ortak askeri tatbikat yapan ABD’ye karşı, seçime hazırlananlar lal olmuş durumdadır. AKP ve Altılı Masa Amerikan üslerine karşı duruş sergilemekten okyanus kadar uzaktır. Ülke güvenliğimiz için büyük tehlike oluşturan bu uygulamalara karşı milli bir tepki beklediğimiz Milli Savunma Bakanlığı ise bırakın itirazı ABD’nin peşine takılan NATO’nun kuruluşunun 74. Yılında ‘NATO ile güçlüyüz…’ açıklaması ile ABD’ye göz kırpıyor. Altılı Masa, PKK’ya para ve silah yardımında bulunan, PKK için kara gücüm dediği Amerika’nın kapısında ‘bay’ sıfatı ile beklemede…

Birbirini düşman ilan eden iktidar ve muhalefet ekonomide de aynı modelin parçaları; seçim bildirgelerinde kamucu üretim ekonomisi yerine küresel firmalara hizmet eden neoliberal ekonomi politikalarını afişe ediyorlar. Yabancı sermaye ile kalkınma hezeyanı, milli üretimi sümen altı yapma gafletinde ittifak kurmuş durumdalar… 

Özetle AKP ve AKP ve Altılı Masa Atlantik’in üç tuzağında seçime hazırlanıyor ve seçim sonrasında da bu üç tuzak içerisinde ülkeyi refaha ulaştıracakları halüsinasyonunu görüyor.

Değerli seçmenler tarihsel gerçeğimize göre mesele sandıkta iktidar olmak değil; milli menfaatleri korumada ve milli üretim yolunda, tuzaklara düşmeden, tam bağımsızlık atmosferinde iktidar olmaktır.
Sizce AKP ve Altılı Masa hangi iktidar yolunda mücadele ediyor?