×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Ragıp Ferda Aydınalp

Soğan Yine Göz Yaşartıyor

Soğan yine ülke gündeminde. Türk mutfağının olmazsa olmazı soğanın yükselen fiyatı seçim gündemiyle at başı koşuyor. Soğanın 30 liraya yaklaşan tüketici fiyatı vatandaşın ‘gözünü de cebini’ de yakıyor…
İktidar soğan fiyatlarındaki astronomik artışı geçiştirirken muhalefet iktidarın yol-köprü-savaş gemisi yapmak yerine soğan fiyatlarını aşağı çekmek için çalışması gerektiğini dillendiriyor. Biz onları kendileriyle baş başa bırakalım. Soğan fiyatlarının artma nedenleri ve fiyatların minimize edilmesi için yapılması gerekenler üzerinde duralım.


Kim iktidarda olursa olsun fark etmez ülkenin bir devlet tarım politikası olmaz ise tarımsal ürünleri çok pahalıya tüketiriz. Bu konu bir siyasi politik gerçek değil; devlet aklı gerçeğidir. Turgut Özal ile çiftçinin ekonomide bir kambur olduğu sapkın kanısı ekonomik bir değer olarak diğer sağ tandanslı bazı partilerce de benimsendi ve bu günlere geldik; böyle giderse soğan yahni, soğan çorbası, soğanlı yumurta, soğan salata hatta yemeklere gönül rahatlığı ile soğan koyabilmek bile yakın gelecekte hayal olacak; çünkü çiftçi değersizleştirildi; planlı tarım politikalarından vazgeçildi…


Dünya Bankası, IMF, Avrupa Birliği de  tarımsal üretim süreçlerimize stratejik darbelerle müdahil olmuş durumda; ihtiyacımız olan milli tarım planlaması yapmamıza engel oluyor. Parti programlarında Batı ile müttefik olmayı, AB’ye girmeyi taahhüt eden siyasiler ise elleri/kolları/dilleri bağlı bekliyor, ‘Yiğit muhtaç oluyor kuru soğana’, gerçi yiğit hiçbir şeye muhtaç olmaz da… Yıllardır ülke soğan ihtiyacı belirlenmeden harala gürele soğan ekiliyor; kim ne kadar ekiyor kim ekmiyor belli değil…İhtiyaç belirlenmediğinden soğanın yetersiz olduğu yıllarda da Türk mutfağının temel ihtiyacı olan soğan fiyatları astronomik rakamları görüyor; bu yıl olduğu gibi. Bu nedenle tarımda da milli politikaların esas mecburiyeti vardır; Tarım Bakanlığı, İl ve İlçe Tarım Müdürlükleri, Ziraat Odaları, Kooperatifler koordineli bir şekilde; siyasal çıkar ve hezeyanlardan öte, yurttaş için ortak planlama yapmalı, ülke ihtiyacına göre soğan ekimi gerçekleşmelidir…


Planlama yapılmadığı için soğan açığı baş gösterdiğinde Bakanlık onaylı yapılan soğan ithalatı soğan fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. Özellikle sıfır gümrükle getirilen soğanlar yerli üreticiyi vuruyor…Yerli üreticinin fiyatı hiçbir zaman ithal soğanın fiyatına inemiyor. Haber kanallarında öfkeden derelere dökülen soğanları görüyoruz; perde  arkası gerçekleri üzerinde durduklarımızdır... Tüm siyasi partilerimizle  soğan ithal etmenin utanılacak bir durum olduğunu kabul etmekle başlamalıyız çözüm sürecine, küresel para babalarına inat, yerli soğanı plan dahilinde üretip yerli soğanın tatlı karından faydalanırken  ve milli üretimin haklı isyanı  ile de ağlatmalıyız  neoliberal kodamanları , sonra da işlemeli Anadolu mendillerini uzatmalıyız gözyaşlarını silsinler diye…


Soğan fiyatlarındaki artışın bir diğer sebebi de girdi fiyatlarının kontrol edilemeyişidir. Mazot, elektrik, doğalgaz, gübre, ilaç fiyatları dövize endeksli olarak sürekli yükselişte... Mazot ve doğalgaz üretici komşularımızdan  ucuza alabiliriz; ama Amerika ve Avrupa Birliği’nin sömürge sopası ensemizde… Petrolü rafine ederek mazot haline dönüştürülen kurumlarımızın da özelleştirilmesi de bir diğer gaflet unsuru… Kamudan ayrılan, kamu menfaatinden uzaklaşan TÜPRAŞ, kar merkezli hizmet anlayışıyla üreticinin belini büküyor; , üreticiyi asla umurunda değil... Elektrik, doğalgaz üretim ve dağıtım şirketlerinin geneli için de durum  aynı; kamu yararı (maslahat) derdi olmadan, kar putuna hizmet… Babalar gibi satılan enerji kurumlarının evlatlarının analarının gözyaşları dinmiyor. Bir an önce ülke enerji sektörü –elektrik/doğalgaz/petrol- kamulaştırılmalı, üreticinin menfaatleri yolunda düşük kar marjı ile kamucu  hizmet anlayışı egemen kılınmalıdır… 


İşte o zaman soğanın cücüğünü büyük bir keyifle yiyebilir, şen yuvalarımıza soğanı çuvalıyla götürebiliriz…

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024