×

Kurumsal

Künye Kullanım Sözleşmesi Gizlilik Politikası Özel Üyelik

Haber Kategorileri

Gündem Ekonomi Sağlık Spor Türk Dünyası Kültür Sanat

Medya

Foto Galeri Web TV Canlı TV

Makaleler

Yazarlar Makaleler

Servisler

Seri İlanlar Firma Rehberi Biyografiler Nöbetçi Eczaneler Namaz Vakitleri E-gazete Faydalı linkler Puan Durumu Fikstür Anketler

Destek

Üye Ol Giriş İletişim

Gül Gülasem ATEŞ

DÜNYA ŞARAMPOLE YUVARLANDI..!

DÜNYA ŞARAMPOLE YUVARLANDI..!
  Zamanın daralıp sus pus olduğu, devasa çivilerle çivilenen, ıssızlığın sessiz gölgesine bağdaş kurmuş masmavi gökyüzünde aniden çakan bir şimşek mi, yoksa küller arasındaki kıvılcımın göz alıcı parlaması mı aklınızın labirentlerinde size mesaj bırakır. Yoksa kelime çığırtkanları, darbe şakşakçıları, ideoloji tapıcıları, evinden çıkmayan klavye delikanlısı yazarlar, nefisleri ayyuka çıkmış modern zaman tanrıcıkları, canı yanmadığı halde yanıyormuş gibi kalem oynatan şairler, sünepe burjuva devrimcileri,


dev ekranda şov yapan sahte ünlüler mi ? Kutsallaştırılmış deniz fenerlerine köle olmaya her daim hazır bataklık farelerimi ? Sessizce uçmayı yeğleyen kuşlar mı ? aklın labirentlerinde yol göstericidir bilinmez. Ama su götürmez bir gerçek var ki yeryüzü mazlumların kanıyla yıkanıyor. Avazımız çıktığı kadar bağırmanın zamanı geçmeden üç maymunu oynayarak bir sır gibi içimizde sakladığımız, aynı otobanda süratle yol aldığımız dünya misafirliğimizi hatırlamalıyız. Bizi biz yapan bir davamız olmalı. Kanayan yüzlerle çevrili bu yaşlı gezegende sunaklar masum çocukların kanlarıyla dolup taşarken, manyetik fırtınaya karışan bellek tozlarımızla, erdemlerimizle, ideallerimizle ayakta dimdik durmalı, davamıza sahip çıkmalıyız.

 



Bir ayı aşan zamandır Türkiye ve dünya gündemi ateş altında gündem kan gölü, gündem insanlığın bittiği filmin son karesi. Bu vahşet günlerine nasıl gelindi kimler bu kara günlerin mimarı oldu bilmek ve gardımızı almak için kendimize yol haritası çizmek zorundayız.
Ortadoğu, Avrupalı emperyalistlerin sihirli fitne değneğiyle siyasi haritaları hızla değiştiği coğrafi bölgedir. 150 yıl önce Osmanlı toprakları üzerinde otuzdan fazla ülkenin kurulacağını, her ülkenin kendi bayrağı, marşı ve yönetimi olacağını söyleseydiniz size kimse inanmaz, şaşkın gözlerle bakılır “ tamam da çok abartıyorsun “ denilirdi. Kıyamete beş kala doğal afetlerin kıskacında sarsılıp duran yaşlı gezegende, dünyayı çiğnemeden yutmaya çalışan paçavra siyonistlerin eliyle katliamlar silsilesi hız kesmeden devam etmekte.

Geceden kara geceden kasvetli petrolün hükümdarlığını kimseye kaptırmamak için Ortadoğu’da siyasi haritaları değiştiren emperyal güçlerin başında İngiliz istihbarat Teşkilatının canla başla çalıştığını artık hepimiz biliyoruz. Barbarların kristal beşiklerinde uyuya kalmış, sindirilmemiş gerçek tarih uyanırken, gökkuşağına görünmez ipliklerle bağlı uçurtmalar vuruldu. Dillere pelesenk olan hümanizm kuyuların dibini boyladı. İnsan kanından nemalanan yamyamlar dünya insanlarının gözünde tutuklandı da rezil rüsva oldular. Ardından mazlumların göz yaşlarını silmek için güneş batıdan doğmaya başladı. Peki bu enkaza dönen Ortadoğu’yu kimler kundaklamış kimler yutmak kolay olsun diye lokmalara ayırmıştı.

Şimdi tarihin tozlu sayfalarını aralayıp Ortadoğu enkazının mimarlarından zarif gönüllü vahşi - merhametsiz istihbaratçı bir kadını sizinle tanıştırmak istiyorum.



ORTA DOĞU ŞEYTAN ÜÇGENİ Mİ..?

Aşağıya linkini bıraktığım yazımda daha önce sizlere İNGİLİZ AJANI ÇÖL ŞEYTANI Arabistanlı Lawrence lakaplı Thomas Edward Lawrence’ten bahsetmiştim. Bu yazımda portresini çizmeye çalışacağım casus, dünyanın her tarafını gezmiş, kâh çölleri aşmış kâh Alp Dağları’nda zirve yapmış, Hindistan sokaklarını karış karış arşınlamış, casus Lawrence’sın hem hocası, hem de anne şefkatiyle ! yol gösteren feneri İngiliz askeri istihbaratında görev alan dişi şeytan lakaplı ilk kadın casus Gertrude Bell.

 

https://www.elcihaber.com/makale/yalan-casuslugun-namusudur../2021102611210230

     

         İNGİLİZ AJANI ÇÖL ŞEYTANI Arabistanlı Lawrence’         

   

Gertrude Bell ve Arabistanlı Lawrence lakaplı Thomas Edward Lawrence


ŞEYTAN Gertrude Bell 1868 yılında İngiltere’nin Durham şehrinde dünyaya gelen Gertrude Bell demir sanayisinden zengin olmuş varlıklı bir aileye mensuptu. Dadıların ve eğitmenlerin nezaretinde İngiliz geleneklerine göre sıkı bir eğitim alan Bell, muhafazakar bir aileye sahip olsa da inanç konusunda oldukça zayıf birisi. O zamanın şartlarında kadınlar üniversiteye gitmezken şımarık kabına sığmayan baskın yapısı ile ailesini üniversiteye gidebilmek için ikna eden
Gertrude Bell önüne çıkan tüm engelleri aşarak Oxford Üniversitesine ilk kadın öğrenci olarak kaydolur. Üniversitedeki hocaların kendisine yönelik katı tutumuna rağmen bölümünü onur derecesiyle tamamlar. Tanrı'ya inanmadığını aleni bir şekilde ortaya koyarken, İngiliz geleneklerine ve Kraliçe’ye olan bağlılığını ömrünün sonuna kadar sürdürmüştür. Her zaman muhafazakar İngiliz politikasını savunmuş ve İngiliz tarihinin önemli ismi Churchill ile hep aynı kare içerisinde bulunmuş, kuklacının iplerine daima sadık kalmıştır.

Sınır tanımayan düşlerini pratiğe taşıyarak, birçok erkeğin başarısız olduğu dağcılık, kriket, kürek çekme gibi alanlarda kendisini ispat etmeyi başarır. Evet o kuklacının favori oyuncağı, o Ortadoğu planın en önemli pazıl parçasıydı. En sonunda Ortadoğu’nun geleceğini derinden etkileyecek görevine hazır kıvama getirilmişti.

Çöl Leydi’si olarak da  bilinen İngiliz  Gertrude Margaret Lowthian Bell, İngilizlerin Ortadoğu ve Arap dünyası konusunda yetiştirdiği en büyük istihbaratçıdır. 
Çöl şeytanı Gertrude Bell hakkında sayısız efsaneler üretilmiştir. Arap Milliyetçileri için “el Hatun, Çöl Kraliçesi, Çöl Cadısı, Müminlerin Annesi ! En ilginç olanı “müminlerin annesi ! Değil mi ?



Gertrude Bell’in Osmanlı’ya olan nefreti sevdiği adamın 1915 yılında Çanakkale savaşında öldürülmesinden kaynaklandığı şehir efsanesinden öteye geçmemiştir.
Efsaneleri bir kenara bırakıp özenle casus olarak yetiştirilen, İngiliz ajan Lawrence’sin patronu, hocası İngiliz istihbaratçı Gertrude Bell’in Ortadoğu üzerinden Osmanlı devletini nasıl parçaladığını anlatmak istiyorum.

 Gertrude Bell Osmanlı’yı bitirmeye ant içmiş dişi bir yılandı. Yıllar önce ülkemizde de gösterime giren ana kahramanı da ÇÖL ŞEYTANI Gertrude Bell olan “Çöl Kraliçesi” Werner Herzog tarafından senaryosu yazılan ve yönetilen 2015 yapımı bir filmi.. Aktris Nicole Kidman’ın başrol oynadığı bu ısmarlama FİLME Oskar ödülü bile verilmişti. 

Ne hikmetse Oskar Ödülü verilmişti 

Gertrude Bell ya da herkesin ona seslendiği şekliyle Çölün Şeytan Kızı


1905 Nisan ayında tren ile Tarsus’a gelerek, bugün otabanın geçtiği şehrin üst kısmına kamp kurarlar. 

 At sırtında  bugünkü Irak ve Suriye’yi boydan boya geçerek incelemelerini sürdürür.

Aşiretleri, nüfus gruplarını, kervan yollarını, su kuyularını, yer altı ve yer üstü  zenginliklerini tespit eder; haritalarına işler.

 

 

Pasta Keser Gibi Ülke Bölen Kadın: Casus Gertrude Bell..

O tarihlerde hiç kimse Osmanlı devletinin bir çırpıda yıkılacağını haritadan silinerek haritaların yeniden çizileceğini ve bu yıkıma sözde arkeoloji eğitimi almış bir kadının damga vuracağını tahmin edemezdi.
Fransızca, Almanca, Arapça, Farsça, Türkçe, Çince ve Japoncayı ana dili gibi bilen Bell, iki kez dünya turuna çıktıktan sonra ana rotası olan İslâm coğrafyasına demir atar. 1899 yılında Kudüs’e giderek burada Arap arkeolojik mekanlarının haritasını çıkarır.

Tarihte bir ilk olan bu çalışma Bell’i önemli bir arkeolog konumuna taşırken istihbaratçı olarak da pirim yaptırmış erkek casuslardan daha önemli görevlere atanmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Kahire’deki Arap Bürosu’na katılarak Osmanlı devletine karşı geniş çaplı isyanları ateşler. Burada İngiliz ajanı Lawrence ile de çalışan Bell, Lawrence’ın akıl hocalığını ve patronluğunu itinayla yapar. 1917’de İngiliz güçlerinin Irak’a girmesiyle birlikte Irak’ta İngiliz Yüksek Komisyonu’nun Ortadoğu sekreterliği görevine atanır. Bölgede kurduğu güçlü bağlantılar sayesinde Kahire’de “Ortadoğu Konferansı” düzenler ve konferansta bugünkü Irak’ın sınırlarını bizzat kendisi çizer. Onu bu heyete Harbiye (savaş ) Bakanı Winston Churchill atamıştı.
Bu başarısını babasına yazdığı bir mektupta şöyle anlatacaktır;
“Tüm günümü ofiste, Irak’ın güneyindeki çöl sınırını belirlemekle geçirdim.”

Yeni kurulan Irak devletini yönetecek kişiyi belirlemek görevide kendisine verilen Gertrude Bell, aynı zamanda Arap İsyanı’nı başlatan Mekke Şerifi Hüseyin bin Ali'nin üçüncü 
oğlu I.Faysal ile de çok samimi iki arkadaşlardı !
 Faysal, 1921’de Irak’ın ilk kralı olarak tahta çıkarken kendisi de casusluk  vazifesini tamamladığını düşünerek arkeolojiye çalışmalarına yönelmeyi tercih eder.

Fotoğrafta bir kaç seneye Irak tahtına oturtacağı Faysal'la pikinikte...


Ortadoğu’yu ilmek ilmek parçalayan “Çölün kızı - Hatun” olarak nam salan, devlet yıkıp devlet kuran, kendinden istenilen sınırları belirleyen, üstün şeytani zekasıyla hedeflerine bir bir ulaşan Gertrude Bell; 1926’nın 12 Haziranında aşırı dozda sakinleştirici ilaç içerek intihar etmiş yada rakip ajanlar tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. 58 yıllık hayatına yalanlarla örülmüş yüzlerce macera sığdıran, Masa başında dünyanın geleceğini çizen Gertrude Bell kendi
sayesinde bir devlete kavuştuklarını düşünen Iraklılar tarafından gösterişli bir cenaze töreniyle Bağdat’taki İngiliz Mezarlığı’na defnedilmiştir.

Öksüz yetim coğrafya Ortadoğu, bugün emperyalist dünyanın gözleri önünde futbol topu gibi
oradan oraya savrularak can çekişmeye devam ediyor. Ama unutulmasın ki kâfirler istemese dahi, Allah nurunu tamamlayacaktır.

Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Zira onlar birbirinin gönül dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna yol göstermez.
( Mâide suresi / 51 Ayet )


Gül Gülasem ATEŞ

YORUM YAPIN

haber yazılımı | Copyright © 2024